Rebecca Belmore, yapıtlarında sömürgeci baskı, çevre ve yerli haklarını göz önünde tutarak, ihmal edilmiş, terk edilmiş ya da bastırılmış topluluklarla ilgili sorunları ele alıyor. Belmore’un alüminyum dökümden brandayla kaplı bir kanodan oluşan Su Kütlesi adlı yapıtı, geçiş, kesişmeler ve dışlama üzerine söz söyleyen bir heykel. Bir süre önce Ontario’nun Thunder Bay bölgesinde bazı yerli gençler kaybolmuş, daha sonra McIntyre Nehri’nde boğuldukları ortaya çıkmıştı. Bu olaydan etkilenen Belmore’un acıya adanmış bir anıt olarak görülebilecek çalışması, nelerin dışlanarak veya bastırılarak görünmez kılındığını soruyor.

Rebecca Belmore (d. 1960, Upsala, Kanada) Toronto, Kanada’da yaşıyor. Köklerini yerli toplulukların siyasi ve toplumsal gerçekliklerinden alan eserlerinde Belmore, bedenler, toprak ve dil arasında çağrışıma açık bağlantılar kuruyor. Yakın zamandaki kişisel sergileri arasında Facing the Monumental [Anıtsala Yüzünü Dönmek], Art Gallery of Ontario, Toronto (2018); At Pelican Falls [Pelikan Şelalesinde], Platform Centre for Photographic and Digital Art, Winnipeg (2017); Somewhere Else [Başka Yerde], Oboro, Montreal (2015) sayılabilir. Karma sergileri arasında ise LandMarks/Repères [Sınır İşaretleri], çeşitli ulusal parklar, Kanada (2017); documenta 14, Atina ve Kassel (2017); Venedik Bienali (2005) bulunuyor.

SERGİLENEN ESERLER

Su Kütlesi, 2019
Heykel, alüminyum
405,7 × 89 × 117 cm
Sanatçının izniyle. 16. İstanbul Bienali tarafından sipariş edilmiştir.
Canada Council for the Arts’ın desteğiyle üretilmiştir.

Yukarı
madebycat ®