Özlem Altın, mekâna özgü yerleştirmelerinde, var olan anlatıları farklı bir amaca hizmet edecek biçimde baştan düzenliyor. Bu anlatıların pek çoğu, sanatçının bir aktarım, iletişim, yankı, yansıma ve geribildirim alanı olarak gördüğü insan bedeniyle ilgileniyor. Sanatçı izleyiciye, bedenlerimizin bize sürekli bilgi ve işaretler gönderdiğini, dokunma duyusunun ise iletişimin olmazsa olmaz bir yönü olduğunu hatırlatıyor. “Geçiş” anlarını vurgulayan bu yeni çalışması, başka alanlara açılan alanlar olarak portallar nosyonunu da ele alıyor. Sanatçıya göre bedenin kendisi de bir portal ve portalların bir özelliği de teslimiyet gerektirmeleri.

Özlem Altın (d. 1977, Goch, Almanya) Berlin’de yaşıyor ve çalışıyor. Altın, geniş bir buluntu imge koleksiyonundan seçtiği; kitaplar, dergiler ya da internetten aldığı kopya ve baskıları; yoğun kolajlar ve karmaşık yerleştirmeler içinde kavramsallaştırıyor. Kaynak malzemenin içinde hiçbir hiyerarşi gözetmeyerek, bu malzemeyi kendi resim ve fotoğraflarıyla yan yana koyarak, insanın varoluşunun iç durumlarını ve dışsal kısıtlamalarını meydana çıkaran, bir hayli çağrışımsal bir görsel anlambilim geliştiriyor. Yakın tarihli kişisel sergileri arasında Lens [Mercek], Merano Arte, Meran (2019); Processing [İşleniyor], Camera Austria, Graz (2017); Untitled (Touch or Melancholy) [İsimsiz (Temas ya da Melankoli)], Lentos, Linz (2016) sayılabilir. Katıldığı karma sergiler arasında ise Part of the Labyrinth [Labirentin Parçası], Göteburg International Biennial for Contemporary Art (2019); We Don’t Need Another Hero [Bir Kahramana Daha İhtiyacımız Yok], 10. Berlin Bienali (2018); Sözden Öte, 4. Mardin Bienali (2018) bulunuyor.

SERGİLENEN ESERLER

Her An Bir Geçit (Jurema), 2019
(Ali Altın ve Jochen Goerlach ile birlikte)
Yerleştirme
Değişken boyutlar Sanatçının izniyle.
16. İstanbul Bienali tarafından sipariş edilmiştir.
Goethe-Institut İstanbul ve SAHA–Çağdaş Sanatı Destekleme Girişimi’nin destekleriyle üretilmiştir.

Yukarı
madebycat ®