Yedinci Kıta’ya yolculuk başlıyor: 16. İstanbul Bienali kapılarını açtı

İKSV tarafından, Koç Holding sponsorluğunda düzenlenen 16. İstanbul Bienali, 10 Kasım’a dek ücretsiz olarak gezilebilir.

Küratörlüğünü sanat dünyasının önde gelen isimlerinden akademisyen ve yazar Nicolas Bourriaud’nun üstlendiği Yedinci Kıta başlığını taşıyan bienal, günümüzün en acil konularından ekolojiyi farklı açılardan ele alan eserlere ev sahipliği yapıyor. İnsanlığın sebep olduğu doğal veya kültürel atıklara antropoloji ve arkeolojinin araçlarıyla bakan güncel sanat çalışmalarına yer veren bienal, sanat ve ekoloji arasındaki ilişkiyi de tartışmaya açıyor.

25 ülkeden 56 sanatçının 220’den fazla eserinin sergileneceği bienale, Türkiye’den 8 sanatçı katılıyor. Birbirinden farklı alanlarda çalışan sanatçıların bienal için özel olarak ürettiği 36 yeni eser de İstanbul'da ziyaretçilerini bekliyor. Eserler, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, İstanbul Resim ve Heykel Müzesi’nin Tophane’deki yeni binasının yanı sıra Pera Müzesi ve Büyükada’da görülebilecek.

Eczacıbaşı: “Bienalin gündeme taşıdığı konuların böylesi geniş kitlelerce tartışılacak olması bize büyük heyecan ve mutluluk veriyor”

16. İstanbul Bienali’nin 10 Eylül Salı sabahı Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Fındıklı Kampüsü, Osman Hamdi Bey Salonu’nda gerçekleştirilen basın toplantısında İKSV Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı, Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ömer M. Koç, İstanbul Bienali Direktörü Bige Örer ve küratör Nicolas Bourriaud birer konuşma yaptı.

Fotoğraf: Poyraz Tütüncü

Bige Örer, Ömer Koç, Oya Ünlü Kızıl, Nicolas Bourriaud, Handan İnci, Bülent Eczacıbaşı, Görgün Taner

1987 yılından bu yana dünyanın dört bir yanından güncel sanat akımlarını İstanbul’a taşıyan, mekâna özgü üretimleri teşvik eden, kentin tarihi yapılarının sanatla yeniden keşfedilmesine fırsat yaratan İstanbul Bienali’nin, bugün uluslararası arenada en önemli güncel sanat etkinlikleri arasında sayıldığını dile getiren İKSV Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı, bienalin gündeme taşıdığı konuların böylesi geniş kitlelerce tartışılacak olmasının kendilerine büyük heyecan ve mutluluk verdiğini söyledi. İstanbul Bienali’nin yakaladığı başarı ve hem ulusal hem de uluslararası düzeyde gördüğü yoğun ilgi nedeniyle gurur duyduklarını belirterek, “10 Kasım’a dek ücretsiz olarak ziyaret edilebilecek olan bienalin yüzbinlerce izleyiciye ulaşmasını bekliyoruz,” sözleriyle konuşmasını tamamladı.

Koç: “İnsanlığın dünyaya verdiği büyük zararın, geleceğimizi nasıl tehdit ettiğini anlatmak için herhalde sanattan daha etkili bir araç olamazdı”

Bienalin tüm ziyaretçiler için ücretsiz bir sergi haline getirilmesine ve Türkiye’de sanatın gelişimine destek olmanın, kendilerini ziyadesiyle gururlandırdığını ifade eden Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ömer M. Koç, toplum olarak daha iyi bir gelecek arzu ediyorsak, yaratıcılığa ve cesur adımlara, şimdi her zamankinden daha fazla ihtiyaç olduğunu söyledi. “İnsanlığın kendi eliyle, tek yaşam kaynağı olan dünyaya verdiği büyük zararın geleceğimizi nasıl tehdit ettiğini anlatmak için herhalde sanattan daha etkili bir araç olamazdı,” diyen Koç, konuşmasını şu sözlerle sürdürdü: “Hepimizin ortak arzusu olan temiz dünya kendiliğinden var olamayacağına göre, her bireyin buna göre kendi sorumluluk alanını belirlemesi gerekir. Ancak bu gönüllülük duygusunu yaratabilmek için, her şeyden önce durumun vahametine yönelik farkındalığı artırmalıyız. İstanbul Bienali’nin tüm paydaşlar nezdinde bu amaca da hizmet etmesi en büyük temennimdir.”

Örer: “Tüm bu acil tartışmalar içinde sanatın farklı perspektifler sunması, alternatif gelecek hayalleri kurması kaçınılmaz”

İklim krizinin tartışmasız bir gerçek olduğu, insanların yaşam biçimlerini, üretim ve tüketim sistemlerini temelden değiştirmek zorunda oldukları bir zamanda yaşadığımızı söyleyen İstanbul Bienali Direktörü Bige Örer, Nicolas Bourriaud’nun küratöryel, teorik ve akademik çalışmalarını yansıtan, disiplinlerin iç içe geçtiği bir çerçevede sanatçıların da üretimlerini yeni araştırma konularını kapsayacak şekilde gerçekleştirdiklerine değindi. “İstanbul Bienali olarak önceliklerimizden biri sanatçıların, bienalin kavramsal çerçevesinden yola çıkarak deneysel bir alanda çalışmaları, araştırma ve üretim süreçlerini İstanbul’da, bienal ekibiyle birlikte şekillendirmeleriydi,”diyen Örer, “Bienale davet edilen 56 sanatçının 36’sının bu sergi için yeni eserler üretmesi bize gurur veriyor,” sözleriyle konuşmasını tamamladı.

Bourriaud: “İsterim ki bu sergiyi gezmeye gelenler, her sanatçıyı uzaklardaki bir toplumdan haber getiren biri gibi görsün”

“Yedinci Kıta, yağmur ormanlarının yandığı ve plastik moleküllerinin okyanusları doldurduğu, içine girdiğimiz yeni dünyanın adı,” diyen 16. İstanbul Bienali Küratörü Nicolas Bourriaud da basın toplantısında yaptığı konuşmada, “Davet ettiğim sanatçılar, insan ve insan olmayanların, makinelerin, atıkların, hayvan hayatının ve ağaçların alttan alta yeni formlar ürettiği bu araziyi keşfediyor. Bir nevi antropolog gibi çalışıyorlar. Fikirlerin ve insanların yüzyıllar boyunca başkalaşıma uğradığı, çevrenin önemli bir mesele haline geldiği İstanbul, bu kapitalosen operası için kusursuz bir sahneydi,” ifadelerini kullandı.

Küratör Nicolas Bourriaud Yedinci Kıta temasını ve izleyicileri sergide nelerin beklediğini anlatırken şu ifadelere yer veriyor:

“16. İstanbul Bienali’ne hâkim olan ve ona adını veren Yedinci Kıta imgesi, Antroposen çağının küresel ısınmayla birlikte en gözle görünür sonuçlarından biri olan, Pasifik Okyanusu’nun ortasındaki devasa atık yığınına referans veriyor. Popüler bilimde “Yedinci Kıta” olarak anılan bu kütle, 3,4 milyon kilometrekare genişliğinde, 7 milyon ton ağırlığındaki bir plastik yığınından meydana geliyor. Bu imge hepimiz için artık fazlasıyla tanıdık: Sanayi atıklarından görünmez olan okyanusların, plastik torbaların ve kulak temizleme çubuklarının arasında yüzen balıkların ve diğer deniz canlılarının imgesi. Ama 16. İstanbul Bienali, bu kıta düşüncesini ciddiye almak ve bu kaypak alanı insanların ve insan haricindeki varlıkların mecburen bir arada var olduğu, henüz keşfedilmemiş bir arazi olarak değerlendirmek niyetinde. Yedinci kıtayı kavrayabilmemiz için bizlere sanatçıların antenleri, onların tercümanlığı, onların antropolog damarı lazım. İsterim ki bu sergiyi gezmeye gelenler, her ne kadar sunulan şeyler aşina gelse de, her sanatçıyı uzaklardaki bir toplumdan haber getiren biri gibi görsün.”

16. İstanbul Bienali mekânları ve sanatçılar

MSGSÜ İstanbul Resim ve Heykel Müzesi
İstanbul Resim ve Heykel Müzesi, 1937’de Türkiye modern sanatının başlıca eserlerini korumak, geliştirmek ve kamuyla paylaşmak amacıyla kurulmuştu. 2005’te 9. İstanbul Bienali ve 2011’de 12. İstanbul Bienali’nin de gerçekleştirildiği 5 numaralı Antrepo binasının müzeye dönüştürülmesi için çalışmalar sekiz yıldır devam ediyordu. Kısa bir süre önce müzenin danışmanı olarak Vasıf Kortun’un görevlendirilmesiyle birlikte hız kazanan hazırlık sürecinin ardından müze, 2020 baharında, tasarımı Emre Arolat’a ait olan yeni binasında kapılarını açmaya hazırlanıyor.

Bienalin ana mekânı olarak konumlanan müzede 37 sanatçı ve sanatçı kolektifinin Antroposen çağını farklı perspektiflerden ele alan gerçek ya da kurmaca hikâyelere dayalı eserleri yer alıyor.

>> Mekân bilgisi ve adres için tıklayın.

Sanatçılar: Deniz Aktaş, Özlem Altın, Jonathas de Andrade, Korakrit Arunanondchai, Ozan Atalan, Radcliffe Bailey, Rebecca Belmore, Dora Budor, Johannes Büttner, En Man Chang, Mariechen Danz, Elmas Deniz, David Douard, Simon Fujiwara, Anna Bella Geiger, Claudia Martínez Garay, Pakui Hardware (Ugnius Gelguda & Neringa Černiauskaitė), Eloise Hawser, Marguerite Humeau, Suzanne Husky, Rashid Johnson, Feral Atlas Collective, Eva Kot'átková, Agnieszka Kurant, Tala Madani, Jared Madere, Turiya Magadlela, Ursula Mayer, Güneş Terkol & Güçlü Öztekin, Mika Rottenberg, Max Hooper Schneider, Ylva Snöfrid, Jennifer Tee, Suzanne Treister, Ambera Wellmann, Haegue Yang, Müge Yılmaz, Phillip Zach.

Pera Müzesi
2015 yılından itibaren İstanbul Bienali mekânlarından biri olan Pera Müzesi, bu yıl da bienali ağırlıyor. Müze, Suna ve İnan Kıraç Vakfı Oryantalist Resim Koleksiyonu’nun yanı sıra Anadolu Ağırlık ve Ölçüleri ve Kütahya Çini ve Seramikleri koleksiyonlarını barındırıyor; aynı zamanda önemli sanatçı ve koleksiyonlarla birlikte geçici sergilere ev sahipliği yapıyor. İstanbul Bienali’nin Pera Öğrenme iş birliğiyle geliştirdiği öğrenme programı ve Pera Film’in İstanbul Bienali kapsamında hazırladığı film programı da sergi boyunca müzede izleyiciyle buluşacak.

Pera Müzesi’nde yer alan 16. İstanbul Bienali sergisini ziyaret edenler, herhangi bir tarih veya arkeoloji müzesinde yer alması muhtemel, ancak tarih kitaplarında yer almayan hayali uygarlıkları keşfetme imkânı bulacak.

>> Mekân bilgisi ve adres için tıklayın.

Sanatçılar: Anzo [José Iranzo Almonacid], Pia Arke, Charles Avery, Norman Daly, Ernst Haeckel, Evru/Zush, Sanam Khatibi, Melvin Moti, Glauco Rodrigues, Luigi Serafini, Paul Sietsema, Simon Starling, Piotr Uklański.

Büyükada
Tarihi boyunca farklı kültürleri bir araya getiren Büyükada da 16. İstanbul Bienali mekânlarından biri olarak izleyicilere beklenmedik keşifler sunacak. Büyükada’daki eserler izleyicilerin sergiyi görme hızını yavaşlatarak hem mekânsal hem de zamansal açıdan bienal deneyimini zenginleştirirken, şehirden uzakta bir parantez niteliği taşıyacak. Büyükada’da yer alan Hacopulo Köşkü’nde Monster Chetwynd, Taş Mektep’te Hale Tenger, Mizzi Köşkü’nde Glenn Ligon, Anadolu Kulübü’nde Armin Linke ve Ursula Mayer, sahilde Andrea Zittel’in eserleri yer alacak.

>> Büyükada adresleri için tıklayın.

Sanatçılar: Monster Chetwynd, Glenn Ligon, Armin Linke, Ursula Mayer, Hale Tenger, Andrea Zittel.

Ziyaret bilgileri ve kayıt sistemi

16. İstanbul Bienali tüm mekânlarda ücretsiz olarak ziyaret edilebilir.

Pazartesi günleri hariç her gün, 10.00-18.00 arasında ziyarete açık olan bienalde, açılış haftasına özel olarak, 16 Eylül Pazartesi günü tüm mekânlar açık olacaktır. Pera Müzesi, hafta içi 19.00’a, cuma günleri 22.00’ye dek açıktır; pazar günleri ise 12.00’de açılır ve 18.00’de kapanır.

Ücretsiz davetiye için 16bziyaret.iksv.org sitesinde başvuru formunu dolduran sanatseverlere sergi mekânlarına girişlerini sağlayacak bir karekod gönderilecek. Sanatseverler karekodlu davetiyelerinin bir çıktısını ya da telefon ekranlarındaki dijital karekodla mekân girişlerindeki okuyuculara taratarak sergi mekânlarına giriş yapabilecek.

Rehberli Turlar

Ziyaretçiler daha önceki yıllarda olduğu gibi bu yıl da İstanbul Bienali’ni rehberli turlarla ziyaret edebilecek. 16. İstanbul Bienali’nin rehberli tur programı, ziyaretçilere dilerlerse tek bir mekânı, iki mekânı veya tüm mekânları eğitimlerini Koç Holding desteğiyle tamamlayan uzman rehberler eşliğinde gezme olanağı sunacak.

Bienal süresince devam edecek turlar, MSGSÜ İstanbul Resim ve Heykel Müzesi ve Pera Müzesi’nde pazartesi günleri hariç her gün düzenlenecek. Büyükada’da ise çarşamba, cumartesi ve pazar günleri turlar olacak. Dileyenler tekil bilet satın alarak yalnızca bir mekânı rehberlerle gezmeyi tercih edebilir veya kombine bilet satın alarak tüm mekânlarda rehberli turlardan faydalanabilir.

Rehberli tur ve Bienal Özel biletleri hakkında ayrıntılı bilgi için tıklayın.

Rehberli tur biletleri için tıklayın.

Yukarı
madebycat ®