7. İstanbul Bienali'yle birlikte Ayşe Erkmen’in Haliç’in esrarengiz ve hareketli yapısından yola çıkarak ürettiği Haliç Haliç’te adlı eseri, Fatih semtinde, Balat Hastanesi ile Balat Vapur İskelesi arasında yer alan Akşemsettin Parkı’na yerleştirildi.
Daveti aldığı andan itibaren denizle ilgili bir eser yaratmak istediğini söyleyen Ayşe Erkmen, İstanbul’da gezdiği birçok yerin ve geliştirdiği pek çok fikrin ardından Balat kıyılarında yer alacak bir eser üretmeye karar verdi. Eserin yerleştirildiği parkın denizle yakın ilişkisinden özellikle etkilenen Erkmen, yapıtı hazırlarken Haliç kıyı şeridinden esinlendi. Erkmen Haliç Haliç’te isimli eserini, “Yabancı dillerde ‘Golden Horn/Altın Boynuz’ olarak bilinen Haliç’in ilginç biçimi benim için bir gemiyi andırıyor, bir gondolu veya tuhaf biçimli bir kayığı, hatta bir dumanı… Baktıkça akla tuhaf düşünceler getiren bu hareketli ve esrarengiz form, Haliç’in üzerine akşamüstleri yansıyan altın renkli güneşle birleşince ‘altın boynuz’ adını almış deniyor. Bu şekil aslında bir kontur, bir dış çizgi. Ben bu çizginin içini doldurup bir yer, bir alan oluşturup, bunu Haliç’te konumlandırmak istedim,” sözleriyle anlatıyor. Parkta yer alan ağaçlarla birlikte denize doğru yönelen eser paslanmaz çelikten yapıldı. Aynı zamanda bir aynayı da andıran Haliç Haliç’te, bulunduğu yerde etrafını içine alıyor, dışarıda olanları, ağaçları, denizi ve Haliç’i içinde yansıtıyor.
Ayşe Erkmen
Ayşe Erkmen (Berlin, Almanya ve İstanbul, Türkiye arasında yaşıyor ve çalışıyor), içinde bulunduğu sosyal ve fiziksel çevreden yola çıkarak mevcut yapı ve durumlara müdahale eden ve onları konumlandıran üretimleriyle tanınan bir görsel sanatçı. Sıklıkla yaşamla sanatı iç içe geçirerek ve gündelik alanları, nesneleri, durumları ve ilişkileri dönüştürerek ya da yeniden konumlandırarak belirsiz mekânlar yaratan Erkmen’in duruma özgü ve bağlama duyarlı işleri, sanatsal üretimlerde gerçekliğin yalnızca izleyici ya da katılımcıyla tamamlanabilen alanlar yaratılmasıyla açıklığa kavuştuğu sosyalleşme modellerine gönderme yapıyor. Erkmen’in işleri, aralarında 2., 3. ve 13. İstanbul Bienalleri; 54. Venedik Bienali Türkiye Pavyonu; Münster Heykel Projesi 1997 ve 2017; Şangay, Berlin, Gwangju, Şarika ve Scape Bienalleri; Manifesta 1; Folkestone, Echigo Tsumari, Ichihara ve Setouchi Trienalleri olmak üzere pek çok uluslararası sergide gösterildi. Yakın dönemli kişisel ve grup sergileri arasında Intervals [Aralıklar], Curve Barbican Merkezi, Londra, Birleşik Krallık (2013); Wesenszug, Galerie Barbara Weiss, Berlin, Almanya (2013);4. Uluslararası Çanakkale Bienali, Çanakkale, Türkiye (2014); Une Histoire Art, Architecture, Design des Annes 1980 a nos Jours, Centre Pompidou, Paris, Fransa (2014); Strange Pilgrims [Tuhaf Seyyahlar], Austin Contemporary, VAC, Austin, ABD (2015); A | Ayşe Erkmen & Ann Veronica Jannsens, SMAK, Gent, Belçika (2015); Imaginary Audience Scale [Hayali İzleyici Ölçeği], Artspace, Yeni Zelanda (2015); Fingerspitzgefühl, Galerie Barbara Weiss, Berlin, Almanya (2015); Uncertain States [Belirsiz Durumlar], Akademie der Künste, Berlin, Almanya (2016); Art Projects at 8 Shrines and Temples [8 Mabet ve Tapınakta Sanat Projeleri], Saidaiji Tapınağı, Nara, Japonya (2016); Art and Alphabet [Sanat ve Alfabe], Hamburger Kunsthalle, Hamburg, Almanya (2017); Displacements/Entortungen [Yerinden Edilme], Güzel Sanatlar Müzesi, Leipzig, Almanya (2017); Whitish [Beyazımtırak], Arter, İstanbul, Türkiye (2019); Einz, Zwei, Drei, Kunsthalle Vogelman, Heillbron, Almanya (2020) ve Scrolling [Kaydırma], Galerie Barbara Weiss, Berlin, Almanya (2022) bulunuyor. Ayşe Erkmen’in kamusal alanlara yerleştirilen kalıcı eserlerine evsahipliği yapan yerler arasında Wattenfall, Berlin, Almanya; Heinrich Meydanı, Berlin, Almanya; Tünel Meydanı, İstanbul, Türkiye; Kemper Sanat Müzesi, Washington Üniversitesi, St Louis, ABD; NRW Bank, Düsseldorf, Almanya ve Korrenmarkt, Ghent, Belçika sayılabilir.